İran’dan İsrail’e misilleme: Hangi senaryolar gündemde?

“`html

Hilken Doğaç Boran

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın nükleer programına ve askeri liderlerine yönelik saldırılar gerçekleştirdi. Bu gelişme, bölgede ciddi bir gerilime yol açtı.

İsrail, İran’ın bu saldırılara 100 insansız hava aracı ve füzeyle karşılık verdiğini, ancak büyük çoğunluğunun hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini ifade etti.

İran yetkilileri, gelecekteki adımlara dair istişareler yapıldığı bilgisini paylaştı.

13 Haziran akşamı, İran, İsrail’e balistik füzelerle misillemede bulundu.

Tel Aviv’in merkezinde büyük bir duman bulutu görüldü.

BBC Türkçe ile görüşen uzmanlar, bu olayların Orta Doğu’da seyrin bambaşka bir hale dönüşmesine neden olabileceğini belirtiyor.

Uzmanlar, İran’a yönelik saldırıların devam etmesi durumunda, toplumsal sorunlardan rejim değişikliğine kadar pek çok seçeneğin gündeme gelebileceğini vurguladı.

İsrail’in saldırı zamanlaması ne anlama geliyor?

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) uzmanı Oral Toğa, bu saldırıların, İsrail’in İran’ın etkinliğini azaltma stratejisinin bir parçası olduğunu kaydetti.

Toğa, 2020-2025 dönemi içerisinde, İran’a yakın rejim ve grupların ciddi darbe aldığını ve birçok üst düzey İranlı yöneticinin suikaste uğradığını hatırlattı, ayrıca İran’da birçok sabotaj eyleminin gerçekleştiğini belirtti.

Bu olayların, İran’ın güvenlik açıklarını su yüzüne çıkardığını ifade eden İRAM araştırmacısı, bölgedeki dinamiklerin değiştiği konusunda uyarılarda bulundu.

Kadir Has Üniversitesi’nden Doçent Doktor Salih Bıçakcı, saldırının, Lübnan Hizbullahı ve Hamas liderlerinin hedef alınma süreçlerinin devamı niteliğinde olduğunu belirtti.

Bıçakcı, İsrail saldırısından kısa bir süre önce, İran’ın stratejik önemdeki noktalara dair önemli belgeleri ele geçirdiğini açıkladığını hatırlattı.

Yeditepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlkim Büke Okyar, İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırılarından sonra, İran’ı izole etmek amacıyla harekete geçtiğini ifade etti.

Okyar, bu süreçte Orta Doğu’da “büyük bir dönüşüm” yaşandığını ve İran yanlısı rejimlerin zayıfladığını ifade etti.

Akademisyen, İsrail’in bu saldırılarla İran’ın nükleer kapasitesine zarar verdiğini ve saldırı potansiyelini azaltmaya çalıştığını belirtti.

Tahran’da 13 Haziran’da düzenlenen İsrail karşıtı protestoların bir katılımcısı.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, saldırının zamanına dikkat çekti.

15 Haziran’da ABD ile İran arasında nükleer müzakerelerin altıncı turunun yapılacağına işaret eden Ülgen, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İsrail, bu müzakerelerde kabul edilemeyecek bir sonucun gerçekleşmesini engellemek için bir müdahalede bulundu.”

“ABD ile İran arasında, İsrail’in kabul etmeyeceği bir anlaşma sağlanabilirdi. İsrail, bunu engellemeyi başardı.”

‘İran, iç meşruiyeti açısından yanıt vermek zorunda’

İsrail’in yoğun hava saldırılarının ardından, İran 100 insansız hava aracı ile İsrail’i hedef aldı ve sonrasında balistik füzelerle karşı saldırı gerçekleştirdi.

Sinan Ülgen, İran’ın iç meşruiyetini korumak için mutlaka bir yanıt vermesi gerektiğini belirtti ve şunları ekledi:

“İran’ın çeşitli opsiyonları mevcut. İlk seçenek; topraklarından balistik füzeler ve dronelar kullanarak İsrail’e saldırmak. Ancak geçmişte bu tür saldırılarda İsrail’in hava savunmasının oldukça başarılı olduğu görüldü.”

“İkinci opsiyon ise İran’ın vekil güçleriyle bu tür saldırılara katılmasıdır. Hatta İran, vekil güçleri üzerinden İsrail içinde terör saldırıları düzenleme niyetindedir.”

İran, en son Ekim 2024 tarihinde İsrail’e 200 balistik füzeyle saldırı düzenledi. İsrail ordusu, füzelerin büyük bir kısmının havada imha edildiğini duyurdu.

İran ABD ile müzakere masasına döner mi?

ABD Başkanı Donald Trump, saldırılardan sonra yaptığı sosyal medya paylaşımında, İran’ı nükleer anlaşmayı kabul etmeye davet etti.

Yeditepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlkim Büke Okyar, İran’ın müzakerelere geri dönüp dönmeyeceğinin belirsiz olduğunu belirtti.

Okyar, bunun gerilimin artacağına dair bir işaret olabileceğini ifade etti.

EDAM Direktörü Sinan Ülgen, İran’ın müzakerelere devam etme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi:

“Masaya dönmeleri zayıf bir diplomatik pozisyon olur. İran, bir süre daha tırmandırma stratejisi kullanabilir. Aynı zamanda İsrail’i iç kamuoyu nezdinde zor durumda bırakacak bir çatışmayı da tercih edebilir.”

“Kendi tepkisini de ettikten sonra müzakerelere geri dönmesi mümkün olabilir.”

ABD, Bağdat Büyükelçiliği’nde güvenlik tehditleri nedeniyle 11 Haziran itibarıyla bazı personelini tahliye etmeye başlamıştı.

İRAM’dan Oral Toğa, İran’ın İsrail’e yanıt vermesi durumunda ABD’yi sorumlu tutarak bölgedeki ABD üslerini hedef alabileceği uyarısında bulundu.

Toğa, bu durumun, İran’a karşı, ABD ve İsrail’in de dahil olduğu geniş bir askeri eylemler zincirini tetikleyebileceği öngörüsünde bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırılara ilişkin yaptığı ilk açıklamada, İsrail’in İran’a karşı izlediği yolun “tek taraflı” olduğunu ve Washington’ın olaylara müdahil olmadığını ifade etti.

Rubio, ABD’nin önceliğinin bölgedeki askeri güçlerini korumak olduğunu belirterek, “İran ABD çıkarlarını ve personelini hedef almamalıdır.” dedi.

Bundan sonra neler olacak?

BBC Türkçe ile yapılan değerlendirmelerde, İran’a yönelik saldırıların sürmesi durumunda, ciddi toplumsal sorunlar ve rejim değişikliği gibi çok sayıda senaryonun masada olabileceği vurgulandı.

EDAM Direktörü Sinan Ülgen, caydırıcılığı zayıflamış bir İran’ın önünde “iyi bir seçenek olmadığını” belirtti:

“İran, İsrail’in bu saldırısına mutlaka bir yanıt üretmek zorunda, ancak atacağı her yanıt onu daha büyük bir girdaba sokabilir.”

“Tırmandırma konusunda şu an üstünlük İsrail’in elinde; İran’ın yaratacağı her tepkiye İsrail’in daha büyük bir karşılık verme kapasitesi var.”

“Bu yüzden İran Rejimi zor bir tercih ile karşı karşıya, ama iç ve dış dinamikler nedeniyle bu durumu tepkisiz kalamaz.”

Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr. Salih Bıçakcı, İran varoluşsal bir tehditle karşılaşırsa Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkelerden destek isteyebileceği ve çevresinde çatışmalar çıkarabileceği uyarısında bulundu:

“Tarihi perspektiften bakıldığında İran’ın belli bir askeri kapasitesi var. Evet, Suriye’den çekilmiş olabilir, fakat bu durumu farklı bir şekilde değerlendirebilir. Türkiye’yle de yeni bir süreç başlatabilir. İran’ın stratejik kapasiteleri gerçekten göz ardı ediliyor.”

İran halkı, Tahran’daki Devrim Meydanı’nda İsrail’in saldırılarını protesto etti.

Doç. Dr. İlkim Büke Okyar, 1980’deki İran-Irak savaşını hatırlatarak İran yönetiminin toplumsal ve siyasi direncini ön plana çıkardı:

“O dönemde [Ruhullah] Humeyni’nin liderliğindeki yeni rejim, Saddam ve Amerika’nın desteklediği saldırılar karşısında dayanamayıp çökebilir düşüncesi yanlıştı. Ancak rejim ve toplum olağanüstü bir direniş gösterdi ve savaş sekiz yıl boyunca sürdü. İran’ın böyle güçlü bir özelliği tarihi boyunca var olmuştur.”

Ancak Okyar, İran’ın son yıllarda iç muhalefetle karşı karşıya kalmasının ve iç sorunları bastırmak için sert tedbirler almasının da önemli olduğunun altını çizdi.

İRAM araştırmacısı Oral Toğa, İsrail’in saldırılarının İran’da bir rejim değişikliğine zemin hazırlayabilecek büyük bir sürecin parçası olduğunu ifade etti:

“1991 Körfez Harekatı’nda Saddam Hüseyin’e uygulanan stratejiler benzeri bir süreç, İran İslam Cumhuriyeti için de uygulanabilir, daha modern ve düzenlenmiş bir biçimde.”

“`

Related Posts

Son dakika… İran nükleer müzakereleri durdurdu

Son dakika haberi… İran, pazar günü ABD ile gerçekleşmesi beklenen nükleer müzakerelere katılmayacağını açıkladı.

Aracın arka camındaki Atatürk fotoğrafına Jandarmadan para cezası!

Kayseri’nin Develi ilçesinde aracın arkasında Atatürk fotoğrafı olan sürücüye ceza yazıldı. Sürücü Ali Malkoçoğlu, cezaya tepki göstererek itiraz etti.

İran’dan İsrail saldırısına ilk yanıt, ABD’ye mesaj: Ağır bir bedel ödeyecekler!

İran’dan İsrail saldırısına ilk yanıt, ABD’ye mesaj: Ağır bir bedel ödeyecekler!

ABD’de 7 bin asker sokağa iniyor

ABD’de Texas Valisi Greg Abbott, eyalet genelinde planlanan protestolar öncesinde 7 bin asker görevlendirdiğini açıkladı.

TÜİK Başkanı Çetinkaya’nın kardeşi delil yetersizliğinden beraat etti

Adana Cumhuriyet Başsavcısının ismini kullanarak “bir suçlunun serbest bırakılması” karşılığında 3 milyon lira istediği iddiasıyla dolandırıcılık suçundan hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istenen Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya’nın kardeşi, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cihan Çetinkaya delil yetersizliğinden beraat etti.

Alman vatandaşlığına geçen Türklerin sayısı iki kat arttı

Alman vatandaşlığına geçen Türklerin sayısı iki kat arttı