Uzmanlardan bayram uyarısı: Etin yanında sebze tüketin

Trabzon’da Kurban Bayramı’na az bir zaman kala, hayvan pazarındaki hareketlilik devam ediyor. Uzmanlar, kurban etinin sağlıklı bir şekilde tüketilmesi ve saklanması konusunda önerilerde bulunuyor. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat çeken uzmanlar, et tüketiminde aşırıya kaçmadan sebze ağırlıklı beslenmenin yanı sıra lifli gıdaların da tüketilmesini öneriyor.

‘KAVURMA SAĞLIK AÇISINDAN RİSKLER İÇERECEK’

KTÜ Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazlı Nur Aslan Çin, özellikle bayram sabahı kahvaltılardaki kavurmanın sağlık açısından riskler taşıyabileceğine işaret ederek, “Kurban Bayramı’nda kahvaltı sofralarındaki kavurma sıklıkla tercih edilen bir yemek olabilir. Ancak kavurma yerine, ızgara veya fırında et tüketilmesi daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Kesilen kurban eti, 12-24 saat arasında buzdolabında dinlendirilmelidir. Kavurma yapacaksak, etin kendi yağıyla az miktarda tuz eklenerek kısık ateşte pişirilmesi yeterli olacaktır” dedi.

‘ÇOBAN VE MEVSİM SALATA’ TAVSİYESİ

Sebze ağırlıklı beslenmenin sindirimi kolaylaştırdığını belirten Çin, “Bulaş riskini azaltmak için et kesimlerinin ekmek ve sebze kesimi yapılan tahtalardan ayrı bir tahtada yapılması önemli bir adımdır. Sadece kurban etiyle kahvaltı yapılmamalı, sebze ağırlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Brokoli, karnabahar, salatalık ve domates gibi sebzelerden yapılan çoban salatası veya mevsim salatası tercih edilmelidir. Limonlu salata tüketmek demir emilimini artırır ve sindirimi kolaylaştırır. Tam tahıllı ekmek, bulgur pilavı, ayran ve kefir gibi probiyotik içerikli içecekler de tüketilmelidir” şeklinde konuştu.

‘PİŞİRİRKEN HAYVANSAL YAĞ EKLENMEMELİ’

Çin, kurban etinin pişirilirken dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Etin yüksek ateşte, mangalda yakın mesafeden pişirilmesi kanserojen bileşiklerin oluşmasına neden olabilir. Etin damlatılarak pişirilmesi gereklidir. Yanmış etlerden kaçınılmalı ve tereyağı, kuyruk yağı gibi hayvansal yağlar eklenmemelidir. Karaciğer tüketilirken de dikkatli olunmalıdır. Ette beyaz lekeler varsa, tüketilmemelidir. Sağlıklı bir et, yağ oranı düşük, pembe ve parlak görünümlü olandır” diye konuştu.

‘TEK KULLANIMLIK ŞEKİLDE SAKLANMALIDIR’

Çin, buzluktan çıkarılan etlerin saklanması hakkında şu önerilerde bulundu:

“Et kesildikten sonra küçük parçalara bölünerek tek kullanımlık şekilde buzlukta saklanmalıdır. Saklama süresi en fazla 6 ay olmalıdır. Etin çözülmesi için dolaptan hemen sıcak suya ya da dışarıda beklemeye bırakılmamalıdır. Et, dolaptan bir gece önce çıkarılarak, mikrodalga veya buzdolabında çözülerek tüketilmeye hazır hale getirilmelidir. Fazla miktarda saklanan etten bir kısmı kesildikten sonra geri kalanı tekrar dolaba kaldırılmamalıdır. Bu tür alışkanlıklar besin değerini düşürür ve mikrobiyolojik üremeyi artırabilir. Et çözündürüldükten sonra mikrodalgada cam bir kapak veya başka bir tabakla kapatarak tüketilmelidir.”

Related Posts

Sessizce büyüyüp hayatı zindana çevirebilir! Miyomlar anne olmanın önünde engel mi?

Günümüzde kadınların en sık karşılaştıkları sorunlardan birini miyomlar oluşturuyor. Bazen hiçbir belirti vermeyerek sinsice ilerleyen miyomlar, bazen de şiddetli ağrı ve kanama ile günlük yaşamı kabusa çevirebiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen, miyomlar hakkında en sık sorulan soruları ve tedavide yeni nesil yöntemleri anlattı.

Kurban Bayramı tatili yaklaşıyor: Seyahatlerde hijyen ne kadar ön planda?

Kurban Bayramı tatili yaklaşıyor: Seyahatlerde hijyen ne kadar ön planda?

Skolyoz Tedavisi Nasıl Olmalı?

Skolyoz tedavisi nasıl olmalı? Skolyoz, omurgaya önden ya da arkadan bakıldığında sağa veya sola doğru eğrilik görülmesi ile anlaşılıyor. 

Kurban Bayramı yaklaşırken “salmonella bakterisi”ne dikkat!

Kurban Bayramı yaklaşırken “salmonella bakterisi”ne dikkat!

Baba adayları dikkat: Bunlar kısırlığın başlıca sebepleri!

Baba adayları dikkat: Bunlar kısırlığın başlıca sebepleri!

40 yaşında yaptığınız bu 4 şey 60 yaşında bunamaya yol açıyor!

Bilim insanları, 40–50 yaş arasında sıklıkla ihmal edilen kronik uyku eksikliği, sosyal izolasyon, kontrolsüz stres ve hareketsizliğin, 60 yaş ve sonrasında demans da dahil olmak üzere nörodejeneratif hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu.